ZENGİL- Şam geçici yönetimi tarafından düzenlenen Ulusal Diyalog Kongresi, birçok kesimin eleştiri ve boykotlarının gölgesinde başladı. Kongrenin hazırlık süreci ve katılımcı profili, Suriye’nin farklı kesimleri tarafından dışlayıcı bulundu.
Kapsayıcılık Tartışmaları ve Tepkiler
Kongreyi düzenleyen komiteye göre, Suriye’nin geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan toplantı altı saat sürecek. Ancak, birçok muhalif parti ve toplumun farklı kesimleri, kongrenin adil ve kapsayıcı olmadığını belirterek süreci eleştirdi. Katılımcılar arasında Suriye’deki etkili siyasi güçlerin ve halkın önemli bir bölümünün yer almaması, tepkileri daha da artırdı.
Suriye’nin Geleceği Partisi’nden Sert Açıklama
Kongreye yönelik en sert tepkilerden biri Suriye’nin Geleceği Partisinden geldi. Parti, yaptığı açıklamada kongrenin geniş bir katılımla, şeffaf ve güven ortamı içinde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Reqa Kantonu’ndaki parti binası önünde düzenlenen basın toplantısında, Eşbaşkan Ebid Hamid El Mihbaş ve parti yöneticileri kongreyi eleştirdi.
“Suriye’nin Tüm Bileşenleri Dışlandı”
Parti yetkilileri, kongrenin kapsayıcı bir ulusal diyalog olmaktan uzak olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Adalet, eşitlik ve barışı isteyen Suriye halkı, rejimin çöküşünden sonra kritik bir süreçten geçmektedir. Ancak, Ulusal Diyalog Kongresi’nin hazırlık sürecine baktığımızda, Suriye’nin tüm kesimlerinin temsil edilmediğini görüyoruz. Muhalif siyasi partiler ve toplumsal hareketler dışlanmış, yurttaşlarla şeffaf bir diyalog mekanizması oluşturulmamıştır. Bu durum, Suriye’nin geleceğine dair kararların adil bir şekilde alınmasına engel teşkil etmektedir.”
“Gerçek Ulusal Diyalog İçin Kapsayıcı Bir Kongre Gerekli”
Suriye’nin Geleceği Partisi, ulusal diyalogun ancak şeffaf, güven veren ve tüm tarafların katılımına açık bir ortamda sağlanabileceğini vurguladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bizler, dışlanma ve inkâr politikalarının sona erdiği, tüm Suriye halklarının ortak geleceğini inşa edebileceği kapsamlı bir kongrenin gerçekleşmesini istiyoruz. Ancak bugün Şam’da düzenlenen kongrede bu anlayışı göremedik. Suriye, hiçbir kesimin dışlanmadığı, herkesin söz hakkına sahip olduğu bir ülke olmalıdır.”
Şam’daki kongrenin sonuçları ve uluslararası yankıları merakla beklenirken, kongrenin dışlayıcı yapısı nedeniyle siyasi çözüm sürecine etkisinin sınırlı kalacağı düşünülüyor.